Kamuya sunulan bilgilerde Menemen Olayı nedeniyle yargılanıp asılan Şeyh Esad Erbili hakkında bazı yanlışlar mevcut.
Birinci yanlış, Mehmet Ali Erbili'in dedesi olduğu yolundaki belirlemedir. Aslen Güney Kürdistan'ın Erbil kentinden olan Şeyh Esad, (ki Erbili isimini buradan almış) Mehmet Ali Erbil'in dedesinin babasıdır. Mehmet Ali Erbil'in dedesinin adı da Mehmed Ali'dir.
İkinici yanlış, Mehemet Ali Erbili'in dedesi Şeyh Esad'ın Menemen Olayı nedeniyle idam edildiği yolundaki belirlemedir. Şeyh Esad Erbili hakkında Menemen Sıkıyönetim Mahkemesi 25 Ocak 1931 tarihli kararı ile idam kararı vermiş, ancak 65 yaşından büyük olduğu için ölüm cezası 24 yıl ağır hapse çevrilmiştir.
Üçüncü yanlış, 95 yaşında öldüğüne ilişkin belirlemedir. Mahkemede kimlik tesbiti sırasında Şeyh Esad Erbili 1264 (1847) doğumlu olduğunu beyan etmektedir. 3 Mart 1931 tarihinde Menemen Hastahanesi'nde üremiden vefat ediyor. Bazıları zehirlenerek öldürüldüğü yolunda spekülasyona açık iddialarda da bulunuyorlar. Buna göre 84 yaşında vefat etmiştir.
Doğru olan husus Mehmet Ali Erbil'in dedesi Mehmet Ali hakkında da idam kararı verilmiş ve Menemen Sıkıyönetim Mahkemesi'nin kararını, TBMM 611 sayılı kararı ile onaylanarak o ve diğer 27 hükümlü birlikte 3 Şubat 1931 tarihinde idam edilmiştir.
Bu yargılamanın bazı özelliklerinden bahsetmenin gerekli olduğunu düşünüyorum.
• Mahkeme bir sıkıyönetim mahkemesidir ve Menemen Olayı nedeniyle kurulmuştur.
• Mahkemenin başkanı Miralay (Albay) Mustafa isimli kişidir. Bu kişi sonradan General Mustafa Muğlalı adıyla Van'ın Özalp İlçesin'de 33 Kürdü yargısız kurşuna dizdiren kişi olarak karşımıza çıkacaktır.
• Yargılama bir gün sürüyor. 24 Ocak 1925 te 105 sanıklı dava başlıyor ve ertesi gün karar açıklanıyor. Kişilerin savunma yapamadıkları, hatta yeterince sorgulanmadıkları açıktır.
• Bildiğimiz kadarıyla bu davada iki Kürt yargılanmıştır. Şeyh Esad ve oğlu Mehmet Ali.
• Olay öncesinde, sırasında ve sonrasında bu iki Kürt hiçbir zaman Menemen'de bulunmamışlar. İstanbul Erenköy Kazasker'de ikamet etmektedirler.
• Bu davada 4 tane de kadın yargılanmıştır.
• Davanın sonunda 28 kişi idam edilmiştir.
• Davada sanıkların müdafi tutuma hakları yoktur ve karar Yargıtay nezdinde temyize tabi tutulmamıştır.
Şeyh Esad Erbili bir din bilgini ve tarikat (Nakşibendi) önderidir. Şairdir. Kürtçe, Türkçe Farsça şiirleri bulunmaktadır. Saidi Kürdi'nin çok yakın arkadaşıdır ve arşivlerde birlikte çektikleri bir fotoğrafları da bulunmaktadır. II. Abdulhamit döneminde 10 yıl kadar Erbil'e sürgüne gönderilmiş ve meşrutiyetin ilanından sonra tekrar İstanbul'a dönmüştür. Menemen olayı nedeniyle 23. Aralık 1930 tarihinde oğlu ile birlikte gözaltına alınıyor. (Oay günü olay yerinden çok uzakta bir yerdeki evinden oğlu ile birlikte gözaltına alınması, onun hakkında kararın daha önceden verildiğini göstermektedir.)
Neden Şeyh Esad Erbili ve oğlu Mehmet Ali yargılandılar ve cezalandırıldılar?
Kemalist yönetim Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasına ilişkin yasayı çıkarırken, hedeflediği en büyük amaç, Kürdistan'da Kürtleri bilgi kaynaklarından ve eğitim kurumlarından uzak tutmaktı. Çünkü o dönemin Kürt aydın kesiminin yetiştiği eğitim kurumları ya devletin denetimindeki Darülfünün (Üniversiteler) veya medreselerdi. Medreselerin eğitim kurumları olmasının ötesinde dil ve kültür bazında Kürt ulusalcılğının da en önemli kanaklarından biriydi. Bu iki kaynaktan yetişen Kürt aydın kesimini Kemalisti yönetimi, 1925 yılındaki Kürt Ulusal Hareketinin bastırılmasından sonra büyük ölçüde ya yok edildi, yada Kürdistan dışına çıkarak kendi coğrafyaları ve halkı ile ilişkileri koparıldı.
Kuzey Kürdistan'da medrese çıkışlı Kürt aydın kesimine yönelik baskıların bir nedeni de Kürt Nakşibendiliği'dir.18. yy.ın sonlarında Kürt bilgini Mevlana Halid'in Nakşibendiliği yeniden yorumlaması ve ona Kürdistani bir kimlik kazandırması ile birlikte Türk Nakşibendiliği, Kürt Nakşibendiliğine hep düşman olmuştur. Çünkü Mevlana Halid'in öğrencileri Kürdistan'da kurdukları medreselerde Kürtçeyi eğitim dili olarak kullanırlarken, bir yandan da Kürt ulusal bilincinin gelişmesine yol açtılar. Nehri Şayhleri, Berzan Şeyhleri, Şeyh Ali Ailesi (Şeyh Said'in dedesi), Sise Şeyhleri ve daha birçok medrese sahibi şeyh aileleri bu misyonun altındaydılar.
Menemen Olayı, o zaman mevcut en ünlü Kürt Nakşibendi (Halidi) Şeyhi Esad Erbili'yi ortadan kaldırmanın bahanesi oldu. Mahkeme sorgu tutanaklarında ve savcının iddianamesinde gerek Şeyh Esad Erbili ve gerekse oğlu Mehmet Ali hakkında Menemen Olayı ile ilgili olarak hiç bir somut iddia veya delil ortaya konmamıştır. Sadece sanıklardan iki kişinin Şeyh Esad Erbili'nin müridi olması bu olayla bağlantının kurulmasına ve Nakşibendi Tarikatı'nın gizili örgüt sayılmasına yetmiştir.
Mahkemenin verdiği idam kararlarının onaylanmasını ve mecles kararı haline gelmesini sağlayah TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Mustafa Fevzi (Sarhan) son derece dindar biri olduğu halde, Türk nakşibnidisi olduğuiçin, delili ve hukuki temeli olmayan bir iddia ile bu Kürt nakşibendisine verilen idam cezasının onaylanmasını sağlamaktan çekinmemiştir.
Bir magazin haber bizi nerelere götürdü.
kurdinfo.com alıntı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder